Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nihal Atsız: "Türk tarihi bir bütündür. "Devlet" denilen nesneler ayrı hükümdarlar, hanedanlardır. (…) Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı imparatorluğu'nun devamıdır. Osmanlı imparatorluğu, İlhanlı Devleti'nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu'daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu'daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran’daki Harzemşahlar Devleti Büyük Selçuklu Devleti’nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlılar'ın, Karahanlılar Uygurlar'ın, Uygurlar Gök Türkler'in, Gök Türkler Aparlar, Aparlar’ın Siyenpeler'in, Siyenpiler Kunlar'ın devamıdır. Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz." (Ötüken, 1969, Sayı: 5) "Bizde hâkim olan yanlış tarih telâkkisine göre Osmanlı devleti yıkılmış, onun yerine Türkiye Cumhuriyeti gelmiştir. Bu düşünüş de yanlıştır. Çünkü esasen bir Osmanlı devleti yoktu kî yıkılsın. Meydanda bir Osmanlı hanedanı vardı. Yıkılan odur. Yani devlette rejim değişmiştir, işte o kadar! Eğer biz yıkılan her sülâleyi bir devlet gibi gösterirsek bundan biz Türklerin siyasi hayatta istikrara malik olmadığımız, devletlerimizi uzun zaman yaşatamadığımız neticesi çıkar. Milletlerin ruhiyatı asırlar içinde değişmediğine veya pek az değiştiğine göre de Türkiye Cumhuriyetini dahi uzun zaman yaşatamayacağımız hakkında bir düşünceye de yol açar. Bundan kazanacak olan düşmanlarımızdır." (Çınaraltı, 21 Temmuz 1941)
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Atatürk, ulusal siyaset hakkında konuşuyor:
"Bildiğiniz gibi, Osmanlılar devrinde çeşitli siyasi görüşler izlenmişti ve izleniyordu. Ben bu siyasi görüşlerin hiçbirinin yeni Türkiye'nin siyasi oluşumunun görüşü olamayacağına inanmıştım. Bunu Meclis'e anlatmaya çalıştım. Bu nokta üzerinde daha sonra da çalışmaya devam edilmiştir. Bu konuyla ilgili, öteden beri yapmış olduğum
Reklam
TÜRK DESTANI
ALTAYLARDAN TUNA'YA KIZILELMA'YA TÜRKLER (Türk tarihinin baştan sona destansı anlatımı Türkiye'de bir ilk. Basım aşamasındaki çıkacak 818 sayfalık kitabımdan tanıtım amaçlı kısa bir bölüm) TÜRK DESTANI Başladım destana çekip Bismillah, Türk milletini yaratmıştı Allah. Geliyor Türk ırkı Yafes soyundan, Bahsedeceğiz size Oğuz
TÜRK TARİHİNDE OĞUZ YABGULUĞU ve NEVZUHUR TÜRKÇÜLER...
- "Oğuz Yabguluğu, Hazar denizinin kuzeydoğusunda yaşar ve Hazar Kağanlığına bağlıydı. Yabgu’nun kendisi Hazar soyluları gibi Yahudi olmuş muydu bilmiyoruz; kaynaklarda “kâfir” diye geçiyor. Kınıkların beyi Selçuk Bey, yabgunun yanında, onun en güvenilir adamlarından biriydi. 10. yy’ın ortalarında Selçuk Bey’in Oğuz Yabgusu ile arasının
"Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun devamıdır. Osmanlı İmparatorluğu, İlhanlı Devleti’nin uç beyliğinden doğmuştur; demek ki onun devamıdır, İlhanlı Devleti Anadolu’daki Selçuklu devletinin devamıdır. Anadolu’daki Selçuklu Devleti ile Batı Türkistan ve İran’daki Harzemşahlar Devleti, Büyük Selçuklu Devleti’nin devamıdır. Büyük Selçuklu Devleti; Karahanlıların, Karahanlılar Uygurların, Uygurlar Gök Türklerin, Gök Türkler Aparların, Aparlar Siyenpilerin, Siyenpiler Hunların devamıdır. Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yâni biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz. Târihî gerçek budur, ilkokuldan üniversiteye kadar tarihin böyle okutulması, böyle gösterilmesi lâzımdır. Türklerin kafasında bir tarih birliği, tek devlet şuuru bulunmalıdır." Hüseyin Nihâl Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
Reklam
İshak Paşa Sarayı
İshak Paşa Sarayı, saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür. Doğubeyazıt İlçesi'nin 5 km doğusunda, bir dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan saray, Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür. Sarayın Harem Dairesi Takkapı kitabesine göre yapılış tarihi Hicri 1199, Miladî 1784'tür. Saray Osmanlı, Fars ve Selçuklu uygarlığının mimari üslubunu bünyesinde toplayan bir özellik taşır. Çıldıroğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa tarafından 1685'te yaptırılan saraya, 1784'te son şekil verilmiştir. Yapı yaklaşık olarak 115x50 metre ölçülerinde bir alana kurulmuştur. Kesme taştan yapılan sarayın doğu cephesindeki portalı kabartma ve süslemeleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini yansıtır. ------------------ muze.gov.tr
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.